For my academic writings, please consult:
http://works.bepress.com/mehmetozkan/

February 28, 2008

Stratejik olarak Pakistan neden önemlidir? (What makes Pakistan important strategically?)

Mehmet OZKAN

11 Eylül 2001 tarihinde Amerikaya yapılan terorist saldırısından sonra dünya siyasetinde izlenen politikalar beklenmedik bir şekilde Pakistanı merkezi bir konuma yerleştirmişti. Son aylarda Pakistanın dünya gündemini mesgul ediyor olmasının temel sebebi ise ülkede yaşanan iç karışıklıklar. Devlet Başkanı Pervez Müşerref`in Kasım 2007`de olağanüstü hal ilan etmesiyle başlayan olaylar, Aralık 2007`de Benazir Butto`nun öldürülmesi ve sonrasında seçimlerin bir kez daha 18 Şubata ertelenmesiyle devam etmiştir. Pakistanda yaşanan bu olaylara nasıl yaklaşılmalı? Parça parça gibi görünen olaylar zincirinin kimlerin işine yarayacağına aşırı vurgu yapmak da bazen olayı genel bütünlüğüyle görmemizi engelleyebilir. Bu yazı temel olarak Pakistana nasıl bakmak gerektiğinden yola çıkarak, onun dünya ve islam dünyasındaki stratejik önemini izah etmeyi amaçlamaktadır.
Herşeyden önce Pakistanı dünya siyasetinde önemli kilan dört temel öğe vardır. Birincisi Pakistan 11 Eylul sonrası dünya siyasetinde Al-Kaideye karşı savaşın merkezi konumundadır. Afganistanla sınırının olmasının yanında oradaki Taliban rejimini destekleyen, besleyen ve resmi olarak da tanıyan tek devlet Pakistan idi. 11 Eylül sonrası teröre yünelik savaşın Afganistana yönelmesinin ardından Pakistan bir stratejik tercih yapmak zorundaydı: ya Amerikayla ya da Talibanla hareket etmek. Tercihini Amerikadan yana zorunlu olarak kullanan Pakistan bugün Amerikanın en yakın destekçisidir.
Pakistanı dünya siyasetinde önemli kılan bir diğer etken ise coğrafi konumudur. Hint okyanusuna kıyısı olması sebebiyle, orta asyadan dünya pazarına yapılacak muhtemel bir enerji transferinde geçiş güzerhagi olma ihtimali yüksektir. Enerji kaynaklarını İran ya da Rusya üzerinden geçirtmek istemeyen batılı devletlerin Pakistan gibi Batıya yakın duran bir ülkeye sıcak bakabileceklerini söylemek mümkündür. 11 Eylül sonrası dünyada Pakistan enerji açısından kazandığı stratejik önemi güvenlik kaygılarının hat safhaya çıkması sebebiyle büyük oranda kaybetmiş durumdadır.
Üçüncü olarak Pakistanı önemli kılan etken Pakistanın nükleer silaha sahip tek müslüman ülke olmasıdır. Bu yönüyle İslam dünyasında önemi artan Pakistan, batıda aslında pek de sevilmemektedir. Pakistanda nükleer silahın mimarı kabul edilen A. Q. Khan`ın çeşitli nükleer parçalarını ve bilgisini İran, Libya, Kuzey Kore gibi ülkere sattığının 2004 yılında ortaya cıkmasından sonra, Pakistan daha da yakından izlenilir hala gelmiştir. Özellikle nükleer silahların terör örgütlerinin eline geçmesinden korkan batılı devletler bu durumu çok uzak bir ihtimal olarak görmemektedirler.
Son olarak Pakistanı dünya siyasetinde stratejik açıdan önemli kılan öğe onun bölgesel konumudur. Küresel siyasetin merkezi olmaya başlayan orta asyanın güney bölgesinde bulunan Pakistan, Hindistan ile birlikte Rusyanın orada kurmak istediği etkiye karşı alternatif oluşturabilecek bir güç olmasının yanında; Çin`in dünyada yükselen gücünün Asyadaki dengeleyicilerinden birisi olabilir. Basta Keşmir olmak üzere Hindistan ile yaşanan sorunlar muhtemelen bir Rus ve Çin tehlikesi karşısında ikincil konuma düşecektir.
Pakistanın iç siyasetine bakıldığında ise temel olarak dört-buçuk siyasi güç merkezi ya da aktörden bahsedilebilir. İlki temelleri 1960 sonlarında atılan ve temel olarak bir aile partisi olan Pakistan Halk Partisidir. Butto ailesinin idaresinde olan bu parti yoğun olarak desteğini Sindh bölgesinden almakla beraber ülke genelinde en yaygın olan siyasi partidir. İkinci siyasi güç liderliğini Navaz Şerif`in yaptığı Pakistan Müslüman Ligi-N partisidir. Genelde Beluçistan bölgesinden destek alan bu parti Pakistan genelinde cok yaygın değildir. Ama liderinin eski başbakanlardan olması sebebiyle artık kitle partisi haline gelmeye çalışmaktadır.
Pakistanda üçüncü temel siyasi güç Devlet Başkanı Müşerref’in kontrolünde olan Pakistan Müslüman Ligi-Q partisidir. Yaygın bir kitle partisi olmasının yanında ordunun desteğini almaktadır. Şubatta yapılacak seçimlerde ya tek başına iktidar ya da koalisyon ortağı olarak iktidarı paylaşması beklenilmektedir.
Pakistan islami hareketin güçlü olduğu ülkelerden birisidir. Jamaati İslami ve diğer küçük islami partilerin oluşturduğu ve Muttahida Majlis-e-Amal adını taşıyan grup dördüncü siyasi güçtür. Seçimleri boykot kararı alan bu grup, sosyal taban açısından en genişi olmasına rağmen, siyasi etkisi sınırlıdır.
Eski meşhur kriketçi İmran Khan gibi popülaritesini siyasi alanda değerlendirmek isteyen grupları yarım aktör olarak görmek gerekir. Bunlar hem bir sağlam sosyal tabandan hem de sağlıklı bir siyasi ve stratejik yapılanmadan yoksundurlar.
Tüm bunların yanında vurgulanması gereken nokta ordunun iç siyasetteki etkisidir. Pakistan ordusu Pakistanın kuruluşundan bu yana hep ülkenin koruyucusu ve gerçek idarecisi olarak kendisini görmüştür. Keşmir sorunu sebebiyle iç meşruiyeti de olan ordu, artık ülkenin neredeyse tek idarecisi konumundadır. Bir çok kez darbelere ve askeri yönetime maruz kalan Pakistan bugün de 1999 yılında yine darbe sonucu iktidara gelmiş olan Pervez Müşerref tarafından yönetilmektedir.
Pakistanda seçimler iktidara kimi getirirse getirsin temel güç merkezinin ordu olduğu, ve hiçbir önemli kararın ordunun izni olmadan alınmadığı bilinen bir gerçektir. Nükleer silah projesi başta olmak üzere, ülkeyi yakından ilgilendiren bir çok konu siyasi iktidarın değil hep Pakistan ordusunun kararı ve desteğiyle gerçekleşmiştir. Siyasi iktidarlara güvenmeyen ordu aynı zamanda kontrollü bir demokratik sistemin işlemesinden yanadır.
Son olaylara bu açıdan bakıldığında olağanüstü hal süresince yapmış olduğu gayri hukuki eylemleri oluşacak ilk parlementoda Butto ile kuracağı bir koalisyon sonucu yasal hale getirmeyi planlayan Müşerrefin Butto`nun öldürülmesinden aslında çok da memnun olmadığı söylenilebilir. Fakat Pakistanın İsrail ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açmasından tutun da A.Q. Khan`ın Amerika tarafından sorgulanmasına izin vermek dahil iktidara gelmesi halinda bir cok konuda Amerikaya açık tavizler verdiği bilinen Butto`nun büyük ihtimalle ordu içinde özellike nükleer silah konusunda hassas olan ama aynı zamanda Müşerref taraftarı da olmayan bir grup tarafından öldürtülmüş olma ihtimali yüksektir.
Yoğun dış bağlantıları dolayısıyla Butto`nun Pakistan eliti tarafından pek de güvenilmediğini burada not etmek gerekir. Her ne kadar ülkede iki defa başbakanlık yapmış olsa da Butto Kahuta bölgesinde bulunan Pakistan nükleer tesislerini ziyaret etmesine izin verilmeyen tek liderdir.
Pakistanın şu an için en önemli stratejik gücü nükleer silaha sahip olmasıdır. Nükleer silahın mimari A.Q. Khan dahil bir çok konuda orduyla istişare etmeksizin sözler veren Butto`nun bazılarını rahatsız ettiği kesindir. Belki de Müşerref`in bir Birleşmiş Milletler soruşturmasına karşı çıkmasının temel nedeni suikastta ordunun bir bölümünün rolünün olduğunun ortaya çıkmasını istememesidir.

19 Ocak 2007
Linköping- İsveç

1 comment:

Rixvaan said...

Dear Mehmet
AOA

Perhaps you have forgotten the linch pin of Pakistan strategic importance which is its relation with China.
Pakistan was one of the first country in the world to have bilateral relationships with china. It was Pakistan who initiated the induction of PRC in the Security Council of United Nation. Apart from Turkey is one of the closest friend of Pakistan who has always supported it on diplomatic, strategic and economic fronts.
Peace in Pakistan will expedite the development of Gawadar Port in Balochistan which is being carried out with Chinese collaboration and its completion will facilitate the Chinese presence in the GULF. Which is one of the most formidable situation for Americans. Thats why if you see that most of the kidnapping of foreigner has been conducted upon chinese engineers. The 5 year old unrest in the Balochistan province is also one of its proof.
If we look at the Chinese history then there is one very interesting point that China had never been a nation which exercise the aggression. And I think that America should never tease this dragon because it starts aggression then the peace of the whole world may get disturbed.