For my academic writings, please consult:
http://works.bepress.com/mehmetozkan/

February 28, 2008

BATI SAHARA SORUNU VE MAĞRIB'DEKİ SİYASİ DENGELER (WESTERN SAHARA ISSUE AND THE STRATEGIC BALANCE IN THE MAGREB)

Mehmet OZKAN

Fas`ın güneyinde atlas okyanusunun kıyısında bulunan Batı Sahara bölgesinin aslında halen uluslararası ilişkilerde problemli alanlardan birisi olduğu gerçeği hep gözden kaçmıştır. Uluslararası toplumun ilgisi ancak sıcak çatışmalar yaşandığı zaman o bolgeye yönelmiş olup, islam dünyasının konuya ilgisi ise hemen hemen yok denecek azdır. Konuyu ele alan yazım literatürünün bile diğer bir çok küçük soruna göre çok daha az olması aslında Batı Sahara”nın geniş kitlelerce bilinmemesine yol açmış dolayısıyla gözden uzak bırakmıştır. Konuya en çok ilgi duyanlar Afrika devletleri olmuş olup halen konuyu yakından takip eden ve çözüm arayan yine onlardır. Bu yazıda öncelikle Batı Sahara sorunu uluslararası hukuk, bölge dengeleri ve küresel dengeler açısından olmak üzere üç açıdan ele alınacak, son bölümde ise genel değerlendirmeye yer verilecektir.
Sorunun kökenleri 1975 yılında Batı Sahara`yı sömürge altında tutan İspanya`nın orayı terk etmesi ve bunu takiben Fas`ın bölgeyi işgal etmesine dayanmaktadır. Fas ile beraber Batı Sahara`nın güney bölgesini işgal eden Moritanya daha sonra bölgeyi terk etmiş fakat Fas halen orada egemenlik iddiasını sürdürmektedir. Fas ve Moritanya`nın işgaline karşı mücadele eden Polisario adlı Batı Sahara`nın temsilcisi örgüt özellikle Cezayir`in desteği sayesinde direnişinde başarılı olmuştur. Batı Sahara`nın nüfusu yaklaşık 275 bin civarında olup, yaklaşık 170 bini savaş sonucu mülteci konumuna düşmüş ve halen Cezayir sınırına yakın olan Tindouf mülteci kamplarında yaşamaktadırlar.
Batı Sahara, Birleşmiş Milletlerin 1975 ve sonraki yıllarda aldiği kararlar çerçevesinde bağımsızlığını kazanması öngörülen ve bunun sağlanmasını uluslararası toplumun sorumluluğu olarak gören bir hukuki statüye sahipti. Fakat Batı Sahara`nın bağımsızlığının uluslararası toplumca kabulü Fas`ın engellemeleri sonucu hep geciktirildi. Fas bölgede referandum yapılmasını ve ancak bu sayede bölgenin bağımsız olup olamayacağına karar verilmesi gerektiğini belirten politikasını uluslararası alanda özellikle Fransa`nın desteğiyle kabul ettirdi. Bu çerçevede 1990 sonrasında Birleşmiş Milletler referandum yapılması için çalışmalara başladı. Kimlerin oy kullanacağı meselesi halen çözülememiş olup, bu durum Batı Sahara`nın geleceğini ertelemektedir. Fas`ın bölgeye göçü teşvik ettiği ve dolayısıyla demografik dengeleri değiştirmeye calıştığı bugün için bilinen bir gerçektir. Uluslararası toplum soruna çözüm bulma girişimlerini 1990`ların ikinci yarısında arttırmıştı. Amerikanın eski dışişleri bakanlarından James Baker dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından özel temsilci olarak konuyla ilgilenmek üzere 1997 yılında atanmıştı. 2003 yılına kadar çalışmalarını yürüten Baker referandumda oy kullanacak kişilerin belirlendiği yaklaşık doksan bin ismi içeren bir liste hazırlamış ve referandum için gerekli ön çalışmaları yapmıştı. Fakat Fas bu listeye itiraz etmiş ve 130 bin kişilik eklenmesi gereken yeni bir liste sunmuştur. Bu durum hem süreci tıkamış hem de durumu zorlaştırmıştır. Batı Sahara, Polisario`nun 1975 yılında ilan ettiği sürgünde bağımsız hükümeti tarafından idare edilmektedir. Genel anlamda Fas kontrol etse de, mültecilerin yaşadiğı Cezayir sınırındaki bölgedenin içişleri ve asayişi Polisario`nun kontrolündedir. Toplam 45 ülkenin tanıdığı Sahrawi Arap Demokratik Cumhuriyeti halen BM üyesi olmayıp, bağımsızlığı BM Güvenlik Konseyi tarafından da tanınmamıştır. Özel de Fransa, genel de ise İngiltere ve Amerika Batı Sahara`nın bağımsızlık ilanının şimdilik BM tarafından tanınmasına karşı çıkmaktadır. Sorun şu an itibariyle uluslararası toplumun gündeminden uzak varlığını sürdürmektedir.
Batı Sahara sorunu Kuzey Afrika bölge dengeleri açısından çeşitli aktörlerin çıkar ve çatışma merkezi olarak özel bir incelemeyi hak etmektedir. Genel olarak Mağrib bölgesinde iki devlet bölgesel liderlik mücadelesi yapmaktadır: Fas ve Cezayir. Bu iki devletin konumuna göre diğer küçük aktörler kendilerine rol belirlemektedirler. Cezayir atlas okyanusuna sınırı olmayan bir devlettir. Batı Sahara üzerinde bu açılımı yapmayı planlamakta ve bölgenin Fas tarafından tam kontrolü sağlanırsa bunun Cezayir`i bölgesel güç dengeleri açısından zayıflatacağını düşünmektedir. Fas için ise hem Batı Sahara”nın stratejik önemi hem de Cezayir gibi bir bölgesel rakibin gücünü azaltmak önemlidir. En temel olarak bu sebeple Cezayir tarih boyunca Batı Sahara`nın temsilcisi Polisario`yu silahsal, maddi ve diplomatik açıdan hep desteklemiştir. Batı Sahara`yı bölge açısından önemli kılan bir diğer etken ise orada bulunan fosfat yatakları, çok verimli balıkçılık sektörü ve de muhtemelen varlığı tahmin edilen petrol yataklarıdır. Stratejik önemin yanında bu tür yeralti zenginliklerinin de işin içine girmesi Batı Sahara`yı bölgesel çatışma alanının merkezi haline getirmiştir.
Küresel anlamdaki stratejik denklem bölgesel dengeleri de yakından etkilemektedir. Fransa özellikle Fas`ın tezlerini açıkça desteklemekte ve Batı Sahara`nın bağımsızlığına karşı çıkmaktadır. Bunda en temel sebep Fransa`nın Fas ile olan yoğun ticari ilişkileri ve ortak yatırımlarıdır. 1990`lardan itibaren ortaya cıkan radikal islami hareketlere karşı batıcı bir duruş gösteren Fas`ın önemi özellikle 11 Eylül sonrasında artmış ve Fas Amerikanın kuzey Afrikadaki en önemli partneri haline gelmiştir. Cezayir`e bu konularda pek de güvenmeyen batı icin Fas küstürülmemesi ve desteklenmesi gereken bir devlet olarak algılanmaktadır. 2003 sonrasında Fas`ın yaptığı sınırlı da olsa demokratikleşme adımları batılılar tarafından hem desteklenmekte hem de açılımların islamci bir partiyi iktidara getirmemesi için yakından takip edilmektedir. Eski sömürgeci devlet olan İspanya, Batı Sahara”nın bağımsızlığına kavuşması konusunda doğrudan sorumluluğa sahiptir, fakat İspanya`nın Fas`ın kuzeyinde bulunan iki bölge üzerindeki egemenlik iddiaları ve bu konuda Fas ile dogrudan bir çatışmaya girmeme niyeti bir nevi zımmi bir ikili anlaşmaya yol açmış durumdadır. İspanya Batı Sahara konusunda çok bağımsızlıkçı bir talepte bulunmayacak buna karşılık ise Fas İspanya`nın kontrolündeki iki bölge konusunda çok konuşmamaktadır. Küresel dengeler açısından Batı Sahara`yı en çok destekleyen Afrika devletleri olmuştur. Güney Afrika ve Kenya gibi bir çok büyük devlet Batı Sahara`nın bağımsızlığını tanımış ve diplomatik temsilci açmıştır. Batı Sahara Afrika Birliği`nin tam üyesi olarak kabul edilmiş olup, bu durumu protesto eden Fas halen Afrika Birliği`ne katılmamıştır. Batı Sahara`ya desteğin en çok Afrika kıtasından gelmesinin arkasında Cezayir`in Afrika kıtasında etkili bir devlet olmasının da rolü vardır. Gerek Afrika Birliğinin kurulmasında gerekse Afrikadaki birçok gelişmede liderlik yapan Cezayir`in Batı Sahara`ya destek çağrıları şimdilik Afrika kıtasında yanıt bulmuştur.
Batı Sahara konusu gerek Avrupa gerekse Afrika siyasetinin önemli bir parçası konumundadır. Fakat gerek İslam Konferansı Örgütü ve Arap Birliği gibi örgütler gerekse müslüman devletler tek başlarına bu konuya pek ilgi götermemişlerdir. İslam dunyasının bir sorunu olmasına rağmen en çok desteğin Afrikalı devletlerden gelmesi, İslam dünyasindaki siyasi boşlugun bir diğer göstegesi olarak da okunabilir. İslam dünyasının bu konuya eğilmesi artık bir ihtiyaçtan ziyade zorunluluktur.

10 Şubat/February 2008
Sevilla- Spain

No comments: